Haber Detayı

09 Eylül 1922; Türk Süvarileri İzmir’de!.. - "9 Eylül Süvariler Günü" nedeniyle, kemikleri toprak olmuş tüm süvarilere ve onların cefakâr atlarına ithaf olunur - Em.Tümg. Doğu SİLAHÇIOĞLU
HABER TARİHİ: 09 Eylül 2024 | 137 Kişi okudu9 EYLÜL 1922; Türk Süvarileri İzmir’de!..
- "9 Eylül Süvariler Günü" nedeniyle, kemikleri toprak olmuş tüm süvarilere ve onların cefakâr atlarına ithaf olunur -
102 yıl önce bugün, Osmanlı İmparatorluğu’nun elde kalan son toprak parçası Anadolu, tarihsel bir olaya sahne oldu… Türk ulusunun işgalci düşmana, onunla birlikte hareket eden saraya, sultana, hükümete ve yerli işbirlikçilere karşı “Mustafa Kemal” önderliğinde sürdürdüğü “Kurtuluş Savaşı” zaferle sonuçlandı.
Tarihsel süreç
En geniş sınırlarına XVII. yüzyılda ulaşan imparatorluk zamanla dağılma sürecine girmiş ve yalnızca Abdülhamit döneminde (1876-1909) bugünkü Türkiye’nin 2 misli büyüklüğünde (1,6 milyon kilometrekare) toprak kaybına uğramıştı. Daha sonra Trablusgarp Savaşı (1911-1912) ve Balkan Savaşı (1912-1913) yaşanmış; ardından I. Dünya Savaşı (1914-1918) başlamıştı. Savaşın sonuna doğru Meclis’i kapatan, yayılmacı ve sömürgeci devletlerin işgalini onaylayan Vahdettin’in hükümete imzalattırdığı “Mondros Ateşkesi” (30 Ekim 1918) yıkımın son aşamasını oluşturmuş; ülke toprakları İngiliz,Fransız ve İtalyan kuvvetlerince işgal edilmişti. Hristiyan batı dünyasının XI. yüzyılda başlattığı “Türkleri Anadolu’dan atma” girişimleri, sonuca ulaşabilecek bir noktaya varmıştı. XIX. yüzyıl İngiliz siyasetçilerinden William Gladstone’un söylemi, yayılmacı ve sömürgeciler için artık bir rehberdi: “Türkler gayrı medeni bir millettir. Geldiklere yere Orta Asya’ya geri gönderilmelidirler. Onlar, insanlığın insan olmayan numuneleridir. Medeniyetimizin bekası için onları Asya steplerine geri sürmeli veya Anadolu’da yok etmeliyiz.. Türklerin yaptıkları kötülükler, yalnızca bir suretle ortadan kaldırılabilir... O da, onları yok etmekle!...”
Milli Mücadele
Anadolu’da işgalci devletlerin egemenliği devam ederken; 15 Mayıs 1919’da onların desteklediği Yunan kuvvetleri İzmir’e çıktı. 19 Mayıs 1919’da “Mustafa Kemal” “Milli Mücadele”yi başlattı. 1920 Eylül’üne kadar Bursa, Balıkesir, Uşak; 1921 Temmuz’una kadar Afyon, Kütahya ve Eskişehir Yunan eline geçti. Vahdettin’in, Osmanlı Hükümeti’nin ve İngilizlerin ardında durduğu isyan ve ayaklanmalar tüm yurdu sarmıştı. Ordu "Sakarya Nehri" doğusuna çekilmişti. 1921’in 22 Ağustos'unda düşman tüm cephe boyunca saldırdı. Türk savunma hattı birden yarıldı. Nehir günlerce kıpkızıl aktı. 10 Eylül'de Türk karşı taarruzu başladı. 13’ünde Yunan ordusu ölülerini savaş alanında bırakıp kaçtı. Kazanılmıştı "Sakarya Savaşı"… İnanmıştı "Mustafa Kemal"… Düşman Anadolu'dan atılacaktı!..
Büyük Taarruz
Hazırlıklar bir yıl sürdü. “5’nci Süvari Kolordusu” kuruldu. 26 Ağustos 1922 sabah alacakaranlığında "Başkomutan" "Büyük Taarruz"u başlattı. Süvariler "Ahır Dağı” üzerinden “Sincanlı Ovası”na ulaştılar. 30 Ağustos’ta sel olup coştular. Yalın kılıç "Dumlupınar"ı aştılar. 14 gün 14 gece at üstünde durmadan dinlenmeden doludizgin “ilk hedef” Akdeniz'e doğru koştular. 9 Eylül sabahıydı "Güzel İzmir"e kavuştular. 2’nci Süvari Tümeni 4’üncü Alay 4’üncü Bölük en öndeydi. "Halkapınar Köprüsü" nden geçerken “uç mangası” bir ateş içine düştü. İlk anda süvarilerden dördü vuruldu. Kahraman atlarıyla kanatlanıp yedi kat göğe uçtular. Sonra Yunan Alsancak’ta denize döküldü.Konak’ta göndere Türk bayrağı çekildi. İhanet yanlıları ve düşman yenilmiş; “Kurtuluş Savaşı” utkuyla taçlanmıştı!..
Özgür vatan
Cepheden cepheye koşmuştu onlar; “Antalya Kızılsaray Köyünden Ömer oğlu Hakkı Çavuş, Akşehir Hamit Köyünden Bekir oğlu Mehmet Çavuş , Nevşehir İğneli Köyünden Er Ahmet oğlu Seyit Mehmet, Nevşehir Avanos'tan Er Ahmet oğlu Ahmet !..” Toprağın altında yatıyorlar koyun koyuna şimdi. "İzmir Halkapınar İstiklâl Şehitliği"nde. Bir mermer taş üstünde parlıyor isimleri… Dalga dalga yayılıyor ıssız boşlukta sesleri... Yere kadar ulaşır gelir ta yedi kat gökten… Seslenirler bize yokluğun derinliğinden: "Kadınlarımız dul kaldı; çocuklarımız yetim!.. Olsun; ama geride bir özgür vatan bıraktık!.. Biz helal ettik hakkımızı sana!.. Sen de helal et memleketim!.."
Doğu Silahçıoğlu